“PRATİK ZİHİNSEL ETKİ VE ZİHİNSEL ÇEKİCİLİK” İSİMLİ KİTABIN “DÜŞÜNCE DALGALARI” BAŞLIKLI BÖLÜMÜ –

Amerikalı avukat, iş insanı, yayıncı ve yazar William Walker Atkinson tarafından yazılmış olan ve Dorlion Yayınevi tarafından yayımlanan “Pratik Zihinsel Etki ve Zihinsel Çekicilik” isimli çevirimin “Düşünce Dalgaları” başlıklı bölümünü aşağıda paylaşıyor ve size iyi okumalar diliyorum. Saygılarımla.  

DÜŞÜNCE DALGALARI

Son kısımda, enerjinin ve diğer meselelerin bütün tezahürlerinin altında titreşimlerin olduğunu gördük ve aynı zamanda, bilinen herhangi bir enerji formu tarafından doldurulmayan titreşimsel enerji alanları bulunduğunu gösteren iki seçkin bilim insanından da alıntı yaptık, bu alıntının çıkarımı doğanın süreçlerinde hiçbir boşluk olmadığı sürece, bu bilinmeyen alanların, bilinmeyen belirli enerji formları tarafından işgal edilmesi gerektiğinin henüz fizik bilimi tarafından bilinmediği şeklindeydi. Tüm ülkelerin ve çağların okültistlerinin (çn: Okültizm veya gizlicilik, genel anlamıyla, din ve bilimin kapsamı dışında kalan doğaüstü inançlar ve uygulamalar bütünüdür.Okültist de doğaüstü uygulamalarda yetkin olduğu düşünülen kişi demektir) ve aynı zamanda modern Zihinsel Bilimlerin öğretileri, zihnin, düşüncenin beyindeki tezahüründe, son derece yüksek titreşimli bir enerji türü ürettiğini göstermektedir, bu tezahür düşünürün beyninden titreşim dalgaları halinde yansımakta ve daha sonra kendi etki alanı içindeki diğer kişilerin beyinlerini etkilemektedir.

Tüm Zihinsel Etki öğrencileri, bir yanda elektriksel ve manyetik enerji fenomeni ile diğer yanda zihinsel enerji fenomeni arasında ortaya çıkan yakın benzerliğin farkına varmışlardır. Bu husustaki analoji birbirine o kadar yakındır ki, buradan hareketle, elektrik ve manyetik olaylarla ilgili bilimsel olarak kanıtlanmış olguları alıp, olaylar alanında çarpıcı derecede yakın bir benzerlik bulmanın kesinliğine doğru güvenle ilerleyebiliriz. Ve bu olgunun kabul edilmesi, zihinsel alandaki çalışanların, dikkat ettikleri çeşitli olguları bir araya toplamalarına ve zihinsel etkinin teorisini ve pratiğini geliştirmelerine yardımcı olur.

Her şeyden önce, düşüncenin üretilmesinin ve Zihinsel Durumların tezahürünün beyin maddesinin “yanmasına” ve bunun sonucunda yüksek titreşim gücüne sahip bir enerji biçiminin üretilmesine yol açtığı artık araştırmacılar tarafından iyi bilinen ve kabul edilen bir olgudur. Fizyologlar bu olgunun farkındadırlar ve ders kitapları da bu olguya atıfta bulunmaktadır. Deneyler, duygu ve düşünce yoğunluğuna bağlı olarak beyin sıcaklığının arttığını, elektrik enerjisi üretim sürecine çok yakın benzerlik taşıyan bir enerji üretimi ve beyin maddesi tüketiminin de şüphesiz olduğunu göstermiştir. Ve bu kabul edildiğinde, bu enerjinin bir kez serbest bırakıldığında, bilinen diğer enerji türlerinin yayılmasına benzer bir şekilde, yani titreşim kuvveti “dalgaları” biçiminde beyinde bırakılması veya beyinden gönderilmesi gerektiği sonucu çıkar. Işık ve ısı bu şekilde hareket eder; elektrik ve manyetizma ile Radyo Aktivite güçleri de böyle hareket ederler. Yine Zihinsel Etki araştırmacıları yaptıkları deneylerle Düşünce Dalgaları, Düşünce Radyasyonu, Düşünce İndüksiyonu gibi şeylerin ve elektrik ve manyetizmanın ortaya koyduğuna benzer tezahürlerin de diğer birçok aşamasının bulunduğunu göstermişlerdir.

Tanınmış seçkin Fransız bilim adamı Flammarion bu konu hakkında şunları söylemektedir: “Dolayısıyla önceki gözlemlerimizi, bir zihnin, alışılagelmiş sözcükleri ya da başka herhangi bir araç olmadan, belli bir mesafeden diğerine etki edebileceği iletişim araçları sonucuyla özetliyoruz. Eğer olguları kabul edersek, bu sonucu reddetmek bize tamamen mantıksız görünür. Bu sonuç fazlasıyla kanıtlanacaktır. Bir fikrin uzaktan beyni etkileyebileceğini kabul etmenin bilimsel olmayan, romantik hiçbir yanı yoktur. Bir insanın uzaktan diğerine etki etmesi bilimsel bir gerçekliktir; bu, Paris’in, Napolyon’un, oksijenin ya da Sirius’un varlığı kadar kesindir. Aynı otorite devamla şunu da ifade etmektedir; “Şüphe yok ki, fiziksel gücümüz, eterin içinde, tıpkı eterin tüm hareketleri gibi kendisini uzaklara ileten ve bizimkisiyle uyum içinde olan beyinler tarafından algılanabilir hale gelen bir hareket yaratır. Psişik bir eylemin ruhani bir harekete dönüşmesi veya bunun tersi, telefonda meydana gelene benzer olabilir; burada diğer uçtaki plaka ile aynı olan alıcı plaka, iletilen sesli hareketi yeniden oluşturur, ancak burada ses aracıdır ama bu ses elektriktir. Ancak bunlar sadece karşılaştırmalardır.

Bir kişinin zihninde veya beyninde bir düşünce veya duygu üretildiğinde, üretilen enerji, zihinsel enerji dalgaları şeklinde kişinin beyninden dışarıya akar ve düşünürün yakın çevresinden, düşüncenin veya duygunun gücüyle orantılı bir mesafeye yayılır. Bu Düşünce Dalgaları, bir sonraki bölümde açıklanacak olan Zihinsel İndüksiyon yasalarına göre, kendi güç alanlarına giren diğer kişilerin zihinlerinde de benzer titreşimler uyandırma özelliğine sahiptir.

Sonraki bölümlerde Zihinsel Etki konusunu ele almaya devam ederken, Düşünce Dalgalarının çok ve çeşitli tezahür biçimlerini göreceğiz. Bu noktada olgulara şimdilik sadece genel bir açıdan bakacağız.

Düşünce Dalgaları çeşitli formlarda ve aşamalarda tezahür eder. Bu dalgaların bazıları, tüm düşünürlerin zihinlerinden, bilinçsizce ve amaçsızca yayılan, genellikle çok fazla kuvvet gerektirmeyen ve uzaklara seyahat eden, yansıtıldıkları kuvvetle orantılı bir etki derecesi sergileyen dalgalardır. Diğer bazıları ise, kasıtlı olarak belirli kişilere veya yerlere yönlendirilir ve yönlendirildikleri veya hedefledikleri noktaya doğru düz bir çizgide hızla ilerlerler. Diğerleri ise, büyük bir güç ve kudretle gönderilir, ancak bu dalgalar belirli bir kişiye veya yere yönlendirilmek yerine, kendi güç alanlarına giren herkesi etkileyen büyük enerji girdapları içinde dolaşacak şekilde tasarlanmıştır.

Boş olan ve bilinçsizce ve zihinsel etkinin altında bulunan kanunlar hakkında bilgi sahibi olmadan gönderilen Düşünce Dalgaları ile fenomeni yöneten kanunların tam bilgisiyle yansıtılan ve güçlü bir kişi tarafından teşvik edilen ve yönlendirilen Düşünce Dalgaları ile gönderenin iradesi arasında büyük bir fark olduğu kolayca anlaşılacaktır. Burada güç aynıdır, ancak bu gücün derecesi ve etkisinin ölçüsü, gönderilme koşulları tarafından belirlenir.

Bu Düşünce Dalgalarının titreşim gücü, dalganın gönderilmesiyle durmaz, gönderilmesinden sonra da uzunca bir süre devam eder. Tıpkı bir odadaki sıcaklığın sobadaki ateş  söndürüldükten sonra bile uzun süre devam etmesi gibi, tıpkı çiçeğin kokusunun çiçek odadan çıkarıldıktan uzun süre sonra da odada kalması gibi, tıpkı bir ışık ışınının uzayda milyonlarca kilometre yol alması ve yıldızın varlığı silindikten yüzyıllar sonra bile görünmesi gibi, tıpkı her türlü titreşim enerjisinin ilk dürtü geri çekildikten sonra tezahür etmeye devam etmesi gibi, düşüncenin titreşimleri de düşünceden çok sonra ve hatta onları gönderen beyin toza dönüştükten sonra bile uzunca bir süre devam eder.

Bugün bedenden çoktan çıkmış zihinlerin düşünce titreşimleriyle dolu olan birçok yer vardır. Oralarda çoktan sahnelenmiş trajedilerin güçlü titreşimleriyle dolu yerler mevcuttur. Her yerin, orada yaşayan veya orayı işgal eden çeşitli kişilerin harekete geçirdiği düşünce titreşimlerinden kaynaklanan kendine ait bir atmosferi vardır. Yine her kentin, o kente taşınan insanlar üzerinde etkisi olan kendi zihinsel atmosferi mevcuttur. Bunların bazıları canlı, bazıları donuk, bazıları ilerici, bazıları eski, bazıları sisli, bazıları ahlaklı, bazıları ahlaksızdır; bu da ilk yerleşimcilerin ve bu yerlerin lider ruhlarının karakterinin bir sonucudur. Bu kentlere taşınan kişiler, bu kentlerin atmosferinden etkilenerek ya genel düzeye inerler, ya da eğer yeterince güçlülerse ortamın zihinsel tonunun değişmesine yardımcı olurlar. Bazen koşullardaki bir değişiklik, kente büyük bir yeni insan akınının gelmesine neden olur ve yeni gelenlerin zihinsel dalgaları yerel zihinsel atmosferde belirgin bir değişikliğe yol açma eğilimi taşır. Bütün bu olgular, belki de bu olayın altında yatan yasa ve ilkelere aşina olmayan birçok gözlemci tarafından fark edilmiştir.

Elbette pek çok kişi, mağazaların, ofislerin ve diğer iş yerlerinin farklı atmosferlerini fark etmektedir. Bu tür mekânların bazıları insana güven ve güvenlik havası verir; diğer bir kısmı ise şüphe ve güvensizlik duygusu yaratır; bunların bazıları aktif, tamamen uyanık bir yönetim izlenimi verirken, diğerleri zamanın gerisinde kalmış uyanık ve aktif bir yönetimden mustaripmiş gibi bir izlenim bırakır. Acaba bu farklı atmosferlerin, bu mekânları yönetenlerin zihinsel tutumlarından kaynaklandığını hiç düşündünüz mü? İş yerlerinin yöneticileri, kendilerine ait Düşünce Dalgalarını gönderirler ve çalışanları da doğal olarak kendileri için belirlenen tempoya göre benzer titreşimler gönderirler ve çok geçmeden her yer belli bir ölçekte titreşmeye başlar. Eğer bu yerlerdeki yönetimlerde bir değişiklik olmasına izin verirseniz,  kısa sürede nasıl bir değişimin kendini göstereceğini de görürsünüz.

Ziyaret ettiğiniz evlerin zihinsel atmosferlerine hiç dikkat ettiniz mi? Eğer dikkat ettiyseniz o evlerin içinde bulunanların zihinsel skalasındaki çeşitli notaları deneyimleyebilir ve tanıyabilirsiniz. Buralardaki bazı eşiklerde ahenk kendini gösterirken, bazılarında eşiğe adım attığınız anda ahengi solumaya başlarsınız. Bunların bazıları zihinsel sıcaklığı yayar, bazıları ise buzdağı kadar soğuk görünür. Bir an için bunu düşünür, bu bağlamda ziyaret ettiğiniz çeşitli evleri veya yerleri hatırlarsanız, oralarda oturanların zihinsel titreşimlerinin ziyaretçilere nasıl yansıdığını görürsünüz.

Kentlerimizin daha düşük mahalleleri, kötülük ve sefahat yuvaları, buralarda yaşayanların düşünce ve duygu karakteriyle titreşir. Ve zayıf iradeli ziyaretçi bu yerlerde böylece baştan çıkarılır. Ve aynı şekilde, belirli yerler, kendi etki çemberlerine girenleri yukarı kaldırma ve yükseltme eğiliminde olan güçlü, yardımcı, yükseltici titreşimlerle doludur. Düşünce ve duygu, titreşim yasası ve zihinsel indüksiyon nedeniyle bulaşıcıdır. Bu yasa anlaşıldığında, bireyin kendini koruması ve geliştirmesi sağlanır. Böyle bir bilgi de güç getirir.